Günümüzde büyük ölçekli kurumlar için inovasyon süreçleri yürütmek bir seçenek olmanın çok ötesine geçerek olmazsa olmaz günlük süreçlerin bir parçası haline dönüşmüş durumda. Ne mutlu ki GOOINN olarak ülkenin en büyük ölçekli inovasyon ve kurumiçi girişimcilik süreçlerinde aktif rol alarak çok büyük çıktılara imza atılmasında birbirinden değerli kurumlara yol arkadaşlığı yapıyoruz. Yine de ne yazık ki hala daha bazı kurumların bugün yapmakta oldukları işler ve iş yapış biçimleriyle yarın da var olabilecekleri yanılgısı içerisinde olduğunu ve “mış” gibi yapmayı bırakamadığını da üzülerek gözlemliyoruz. Halbuki hem ülkemizde hem de dünyada yapay zeka ve blockchain gibi teknolojiler birçok süreci inanılmaz derece hızlı bir şekilde dönüştürüyor. Pek çok kişi acaba işlerimiz elimizden gidecek mi korkusu yaşarken aslında anlaşılması gereken yegâne konu “uyumlanmak”. Tüm bu dönüşüm sürecini yalnızca söylemsel olarak değil uygulamada içselleştirmek ve adapte olmak çok değerli. Bir diğer eksiklik ise genelde bu konuları sadece yeni teknolojiler üzerinden konuşmamız.
Peki ya işlerin iletişim boyutu ne olacak?
Özellikle kendi içerisinden yeni inovatif işler çıkartan, geleneksel alanlarda faaliyet gösterirken bir kurumiçi girişimcilik süreciyle ya da dışarıdan bir girişime yaptığı yatırım ve sunduğu iş birliği imkanlarıyla kendisini birden oyun, dikey tarım, mobilite, görüntü işleme, web 3.0, yenilenebilir enerji teknolojiler vb. farklı alanlarda bulan kurumlar için yukarıdaki soru oldukça önemli. Hele ki sürdürülebilirlik, toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyal etki gibi alanlarda somut çıktılar üreten bir kurum kültürü söz konusuysa cevap daha da detaylı irdelenmeli.
Geçmişin iletişim mecraları ve yaklaşımlarıyla yapılan bu yenilikçi işler doğru hedef kitleye ve gerekli detaylarla dikkat çekecek etkili bir şekilde anlatılabilir mi gerçekten?
Doğru soruları sormak, doğru cevapları doğurur. Hatta buradaki cevap arayışında World Economic Forum’un 2023 Mayıs’ta sunduğu Future of Jobs raporunda yer alan yükselişte olan beceriler ve yetkinlikler listesinden “Yaratıcı Düşünme, Analitik Düşünme, Yaşam Boyu Öğrenme ve Meraklılık, Teknoloji Okuryazarlığı, Dayanıklılık-Esneklik-Çeviklik, Empati ve Aktif Dinleme, Pazarlama ve Medya” başlıklarını hatırlatmak faydalı olacaktır.
Elbette ki çok büyük kitlelere hitap eden bir kampanya ve dönüşüm sürecini geleneksel medya kanallarında tanıtmak sahip olduğu erişimden dolayı mantıklı bir iletişim stratejisi olabilir. Ancak yeni nesil genç yeteneklere veya geleceğin üst düzey yönetim kademelerine gelme potansiyeli olan profesyonellere ulaşmak isteniyorsa, artık bunun için derinlikli ve samimi anlatımlar yapmak gerekiyor. Burada tabii lafı çok uzatan, saatlerce süren, sesli ve/veya videolu içeriklerden bahsetmiyorum. Ancak öne çıkan müzik trendlerini yakalayan, yüksek görünürlüğü olan bir fenomen veya ünlü kombinasyonuyla çekilen ve birbirini tekrar etmekten kurtulamayan reklam filmlerinin de ötesine geçilmesi gerektiğini anlatmak istiyorum. Akılda kalıcı ve insanları etkileyen bir kurumsal imaj için artık daha çıktı odaklı, topluma dokunan işler yapmak ve samimi, güven veren yaklaşımla anlatmak gerekiyor.
Günden güne değeri ve etki alanı yükselen, podcast başta olmak üzere yeni medya mecraları doğru kullanımla bu iletişimi güçlendirmek için oldukça etkili bir konumda. Burada doğru kullanımın altını çizmek istiyorum. Çünkü bazen olay bir logo gösteriminden veya sunar – sundu iletişiminden ibaretmiş gibi hareket ediliyor. Halbuki insanların neden podcast dinlediğine dair yapılan araştırmalarda, mecraya olan güvenlerinin, samimiyetine verdikleri değerin bu konuda oldukça önemli olduğunu ve yeni şeyler öğrenmek, hatta satın alma tercihlerine karar vermek için dinlediklerini görüyoruz. Bu alan, önce Amerika’da doğup ardından dünyaya yayıldığı için veriler hala Amerika üstünden ilerlese de yıllardır bu sektörde olan kişiler olarak şu ana kadar büyük oranda ülkemizde de benzer rotada ilerleme olduğu görüyoruz. Hatta buna çok taze bir örnek vermek gerekirse geçtiğimiz 2 hafta içerisinde Spotify uzun zaman önce Amerika’da başlatıp ardından Avrupa’da devam ettirdiği videolu podcast özelliğini Türkiye’ye de açtı. Ne mutlu ki Bubble Works Media olarak ülkedeki kurumsal içerikler nezdinde bu şekilde içerik paylaşan ilk podcast üretim ağlarından bir tanesi olduk. Nasıl olduğuna göz atmak isteyenler olursa buradan ulaşabilir. ( https://open.spotify.com/episode/4itw5x8xI7lVREtQWTuirX?si=srPfHU_KTzeLXiS6WvlmBg)
Ek olarak mecra hakkında bazı verilerle de destekleyelim;
- Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre podcast dinleyicilerinin %50'sinden fazlası, podcaster’lara diğer medya içerik üreticilerine göre daha fazla güven duyuyor. (https://www.podpod.com/article/1844300/podcasts-trusted-medium-according-study)
- Başka bir araştırmaya göreyse %75 podcast dinleyicisi bir ürünü araştırıp onaylamak için bir podcast yayını dinliyor. (https://advertise.acast.com/news-and-insights/podcasters-are-the-most-trusted-media-personalities-among-us-consumers-new-acast-research-finds)
- Ülkemizde ise dinleyicilerin %43'ü bir şeyler öğrenmek, bir konuya daha fazla vakıf olmak istiyor. (https://www.ipsos.com/tr-tr/turkiyedeki-podcast-bilinirligi-ve-dinleme-aliskanliklari)
Bu alana olan ilginin artışını birebir deneyimlediğimiz bir diğer örneğimiz ülkemizin en büyük ve aktif podcast topluluğu olan Podcast Dinliyorum komünitemiz. 2022 yılında yaklaşık 35.000 kişi olan sosyal medya hesap büyüklüklüğümüz, 2023 yılının sonuan gelirken 85.000’in üstüne çıkmış durumda. İncelemek isteyenler buradan ulaşabilir;
Podcast dinliyorum IG (https://www.instagram.com/podcast.dinliyorum/)
Podcast Dinliyorum TikTok (https://www.tiktok.com/@podcastdinliyorum)
Topluluğu ilk hayata geçirdiğimiz günlerde gelen sorular "Neyi nereden nasıl dinlerim?", "Ücretsiz mi?" vb. daha başlangıç aşamasında sorularken şimdi hem kendi içeriklerimiz hem de mecranın gelişmesi için ücretsiz şekilde tanıtımını yaptığımız diğer içerikler için çok daha detay soruların geldiğini, içerik üreticilerinin dinleyicilerden yer yer yorumlar ve tavsiyeler aldığını, hatta kendi aralarında konuları tartıştıklarını görüyoruz. Çok da uzak olmayan bir gelecekte Kızılcık Şerbeti'nin tartışıldığı bir ortama podcast içeriklerinin dahil olma olasılığının çok yüksek olduğunu, hatta şimdiden başladığını söyleyebiliriz
Özetlemek gerekirse:
- Özellikle inovatif süreçler yürüten, yenilikçi adımlar atan ve sosyal etkiyi merkezine alıp somut çıktılar üreten firmalar, yaptıkları bu çalışmaları yeni medya mecralarında doğru bir kombinasyonla iletişim çalışması yürütmeye önem vermeli. Oldukça emek verilen tüm bu yenilikçi işler ve yaklaşımlar, eskinin iletişim diline ve patikalarına mahkum edilmemeli.
- Burada derinlikli şekilde bilgi almak isteyen içerik tüketicileri için podcast/vodcast içerikleri kullanılırken hem içeriğe daha fazla dinleyici çekilmesi hem de özet olarak en azından önemli başlıkların daha geniş bir yayılım sağlaması için dikey çekimlerle IG Reels, TikTok, YouTube Shorts içerikleri paylaşılmalı.
- Tüm bu içerikler hazırlanırken dinleyiciyle samimiyet kaynaklı bir güven ilişkisinin kurulmasının yeni medya iletişiminin temel değer önerilerinden birisi olduğu unutulmamalı ve içerik hazırlığı bu duruma uyumlanmalı. Bunun için de reklamatif cümlelerden uzak durulmalı, sayfalarca hazırlanmış metinlere sıkıştırılmış hazırlıklar yerine başlıklar belirlenerek kişinin kendi içselleştirdiği şekilde anlatım yapması sağlanmalı.
Biraz uzun bir yazı oldu ama inovasyon ile yeni medya kesişiminde olan iş hayatımda çok karşılaştığım bu konulara biraz detaylı bir şekilde değinmek istedim. Benimle bu satırlara kadar geldiysen zamanına ve sabrına teşekkür ederim. Umarım faydalı olabilmişimdir. Daha detaylı bilgi almak isteyenler benim atakan@gooinn.cove/veya atakan@bubbleworksmedia.com mail adreslerimden iletişime geçebilir.
Yeniden görüşünceye denk, sağlıkla, merak, yenilikle kal ve kendine çok iyi bak!